İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Haber Global televizyonunda Senem Toluay Ilgaz’ın sorularını yanıtladı. İmamooğlu, 23 Nisan’dan 1 Mayıs’a kadar olan sürede, sadece 5 günlük mesaiye mal olabilecek şekilde, 11 günlük sokağa çıkma yasağı uygulanabileceği önerisinde bulundu. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’ın, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin ücretsiz ekmek dağıtımına yönelik yaptığı “paralel yapı” suçlamasına sert tepki gösteren İmamoğlu, “Biz, paralel işinden anlamayız; onu söyleyeyim! Kim nasıl anlıyor, nasıl yapıyor, aklından ne geçiyor ve süreçleri nasıl yorumluyor; ben o işten hiç anlamam. Biz; memleketimizin, devletimizin en uçtaki, en güvenilir ellerin, temsil ediyoruz. Ben, 230 bin insanımıza, aileye yardım yapan bir kurumum. Siz, 230 bin insana sürekli yardım yapan bir belediyeye ne diyeceksiniz? ‘Dur, sen yapma mı’ diyeceksiniz? ‘Hadi oradan’ derler insana!” yanıtını verdi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Haber Global televizyonunda yayınlanan “Neden?” programında Senem Toluay Ilgaz'ın sorularını yanıtladı. Hafta sonu sokağa çıkma yasağı bu kez erken duyurulduğu için önlemlerini aldıklarını ve perşembe günü itibariyle hazır olduklarını belirten İmamoğlu, 2 günlük süre içerisinde de sorunsuz bir şekilde hizmetlerini sunduklarını kaydetti. İmamoğlu, “Neden hafta sonu sokağa çıkma yasağını yetersiz buluyorsunuz” sorusunu, “Sokağa çıkma yasağıyla, gerektiği yerlerde karantina ortamları yaratabiliyorsunuz. Hatta, sokağa çıkma yasağı esnasında müthiş bir seferberlikle test imkanınızı daha üst seviyeye taşıyabiliyorsunuz; çünkü insanlar evlerinde. Hızlı bir şekilde, bugün, yarın olmalı diyerek altını çizmek istiyorum. Biz, önerimize devam ediyoruz. ‘Zaman geçmeden yapılmalı’ diyoruz. Önümüzdeki hafta, 23 Nisan haftasının -sağda solda konuşuluyor, bize ulaşan resmi bir veri yok ama- biz bunun hızlıca 1 Mayıs’a ulaşabileceğini ve bunun sadece 5 günlük bir mesaiye mal olabileceğini, yaklaşık 11 günü burada elde edebileceğimizi düşünüyoruz. Tabi neden kaygı duyuluyor; bununla ilgili bir açıklama da yok doğru düzgün merkezi yönetimden. Bu ısrarımızda hem benim hem de 11 büyükşehir belediye başkanımızın ısrarı devam ediyor” şeklinde yanıtladı.
“BU FERYADI NİÇİN DUYMAZLAR”
“Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin ücretsiz ekmek dağıtmasıyla ilgili bir tartışma var. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, ‘Anadolu’da ayrı baş çekmek’ deyimi vardır, bunun devletteki kaşılığı, paralel yapıdır’ ifadesini kullandı. Bir ekmek dağıtımı, nasıl böyle bir tartışma konusu haline gelebiliyor” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Vahap Bey’in yaşadığı bugünkü sıkıntının ben de bir cevabını vermek isterim. Yok işte ‘paralel süreç, paralel kafa, paralel yapı’… Biz, paralel işinden anlamayız; onu söyleyeyim! Kim nasıl anlıyor, nasıl yapıyor, aklından ne geçiyor ve süreçleri nasıl yorumluyor; ben o işten hiç anlamam. Biz; memleketimizin, devletimizin en uçtaki, en güvenilir ellerin, temsil ediyoruz. Devletin bir kurumudur belediye. Aklı bunu kesmeyen, açar Anayasa’daki maddeleri; belediye nedir, devletin kurumu olmak nedir, görür. Bu, siyasi bir kibrin yansıması sözler. Bir kere bu sözlerin çok geçersiz sözler olduğunun altını çizeyim. Ben, 230 bin insanımıza, aileye yardım yapan bir kurumum. Siz, 230 bin insana sürekli yardım yapan bir belediyeye ne diyeceksiniz? ‘Dur, sen yapma mı’ diyeceksiniz? ‘Hadi oradan’ derler insana! Belediye bir kere bu konuda sorumsuz davranmış olur. Milyonun üzerinde nüfusu olan Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin sahadaki fayda verici girişimine nasıl ‘Hayır’ dersiniz? Hangi zihniyetle? Biz, İBB olarak İstanbul’da bu konuda daha makul bir alan yakaladık, doğrusu da oydu. Bunu niçin söylüyorum? Burada, anlamsız ve gerçekten gereksiz bir ilişki bozukluğu yaşanıyor. Bu bozukluğun sebebi, belediyeler değildir. Bu feryadı niçin duymazlar? Kime faydası var? Belediyelerle, devletimizin, merkezi idarenin uyum içinde çalışmasını istemeyen kim? Ya da Büyükşehir Belediyesi’nin paralel bir şekilde tanımlamanın amacı ne?”
“LÜTFEN, BİZİMLE BİRLİKTE ÇALIŞIN”
“20 Şubat’tan itibaren pandemi süreciyle ilgili çalışmalarımıza başladık. Sahada, önce bilgilerimiz dolaştı. İnsanlara, ‘Aman dikkatli olun, hazırlıklı olun’ dediğimizde, işte o ‘paralel kafa’ diyen birileri çıkıp, ‘Boşuna insanları tedirgin ediyor. Boşuna insanları infiale çağırıyor’ diye yazdılar, çizdiler. Biz, duyarlı yerel yönetimleriz. Önceden hissedebiliriz. Bakın; biz olalım, diğer belediyelerimiz olsun, Ankara, İzmir… Önceden açıkladığımız birçok politika, daha sonra merkezi idarenin politikalarına dönüştü. E ne güzel! Birbirimizi etkiliyoruz; bu kadar güzel bir şey olabilir mi? Bununla gurur duyacaksınız. İBB benim mi? Benim olduğu kadar Ankara’daki bir yöneticinin. Oradaki bakanlıklar da emin olsunlar ki, onların olduğu kadar, bizim. Onun için biz, o kafadan, o akıldan hiçbir şey anlamıyoruz. Hizmetimize devam ediyoruz, uyarılarımıza devam ediyoruz. 20 Şubat’ta başlayan pandemi sürecinin bugün kaçıncı günündeyiz? 60 gündür biz bu süreci yönetiyoruz ve 2 Pandemi Kurulu! 16 milyonluk şehirde normal mi? Sadece burada değil; Ankara’da, İzmir’de normal mi? Ya da Mersin’de, Adana’da? O bakımdan bir araya gelip, beraber yönetmeliyiz süreci. İBB, pandemide misafir edilecek bir kurum değil. 100 bine yakın çalışanıyla, sürecin yönetiminde yan yana durulacak bir kurum. Zaten öyleyiz. Bizden ne isteniyorsa, yerine getiriyoruz; diğer belediyeler de öyle. Burada bir, ‘senkronizasyon istemem, ortak akıl, iş birliği istememe’ huyu var. Gereği nedir? Vatandaş yapacaktır. Bugünkü süreç nasıl işliyor? Kötü işliyor. Dünyadaki örneklerine baktığınızda, pandemi sürecinde başarılı olan süreçlerde, merkezi idare ile yerel yönetimlerin kol kola, omuz omuza süreç yönetmeleri… Ne yazık ki, şu anda bir akıl, bir süreç bu işi istemiyor. Hoş bir durum değildir bu. İş birliğine açığız. Her talimata hazırız. Ama lütfen, bizimle beraber çalışın. Israr ediyoruz. İnatla ısrar ediyoruz. Biz, şehrimizin en birinci sıra bilinen kurumlarıyız. Bunun unutulmamasını isterim.”
“İBB, 5 ÇALIŞANINI KAYBETTİ”
İmamoğlu, “14 Nisan’da sözcünüz Murat Ongun’un açıklamasıyla öğrendik ki, İBB’de 471 belediye personelinde Covid-19 tanısı var. Değişti mi bu rakam” sorusuna ise, “Ne yazık ki artıyor. Cumartesi itibariyle 550’nin üzerinde çalışanımızda böyle bir teşhis vardı. 5 çalışanımızın hayatını kaybettiğini daha önce belirtmiştik. 100 bine yakın çalışanı olan, yoğun bir şekilde pandeminin yaşandığı br kentte bu tür vakalar yaşanıyor. Tabi burada özellikle ölüm vakalarıyla ilgili söyleyebilirim ki; çok önceden izne ayırdığımız ve ne yazık ki bir çoğunun belli kronik hastalıklarının olması kaybettiğimiz çalışanlarımız var. Baş sağlığı diliyoruz kurumumuza, bize ve ailelerine. O ailelerin de en üst seviyede yanında olduğumuzu ve sürekli bir paylaşım içerisinde olduğumuzu, tedavi gören çalışanlarımıza da aynı ilgi ve alakayı gösterdiğimizi buradan duyurmak isterim” yanıtını verdi.
Video
https://www.youtube.com/watch?v=QISXfdeAc4g&feature=youtu.be