Başakşehir Belediyesi, edebiyatçı yazar Hayati İnanç’ı sevenleriyle bir kez daha buluşturdu. Bin koltuk kapasiteli Başakşehir Emin Saraç Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Gönül Sohbetleri” programına, yaklaşık 2 bin kişi katıldı. Salona sığmayan misafirlerin bir kısmı sahnede, bir kısmı da merdivenlerde yerini aldı. İnanç, programa olan ilginin “Türkçeye hasret kalmaktan” kaynaklandığını ifade etti.
Başakşehir Emin Saraç Kültür Merkezi, muhteşem bir organizasyona ev sahipliği yaptı. Edebiyatçı-yazar Hayati İnanç, “Gönül Sohbetleri” programının ilkinde Başakşehirlilerle bir araya geldi. Programa ilgi had safhadaydı. Bin koltuk kapasiteli kültür merkezine 2 binden fazla misafir geldi.
Boş yer bulamayanlar sahnede oturdu
Katılımcıların bir kısmı oturmak üzere sahneye davet edildi. Bir süre sonra burada da yer kalmayınca diğer misafirler de merdivenlere oturdu. Kimileri de sohbeti ayakta takip etti. Başakşehir Belediye Başkanı Yasin Kartoğlu da programa katıldı.
“Bu sanki uzun süren ayrılığın vuslatı”
Edebiyatçı-yazar Hayati İnanç, anlattığı kıssaları, geniş divan edebiyatı hafızasından beyitlerle süsledi. İnanç’ın sözleri sık sık alkışlarla kesildi. İnanç, “Bu kadar genç, ısrarla divan şiiri anlatılan bir yere geliyorsa bu sadece televizyon programlarını beğenmemekten değil. Türkçeye olan hasret, bu sanki uzun süren bir ayrılıktan sonra yaşanan bir kavuşma.” dedi.
“Başkalarına kalbimizle hükmetmeliyiz”
Hayati İnanç, Türkiye ile Bosna arasındaki kadim dostlukla ilgili bir hikâye anlattı. Dostluğun, kardeşliğin sözle değil gönülden kurulabileceğini Türkiye-Bosna kardeşliği üzerinden örneklendiren İnanç, “Fatih Sultan Mehmet, isteseydi Bosna için bir komutanını görevlendirebilirdi. Ancak kendisi gitmek istedi. O zamana kadar 6 dil biliyordu. Ziyaretini 6 ay tehir etti, bu süre içinde Boşnakça öğrendi. Bosna’ya gidince ahaliye Boşnakça hitap etti. Bunu duyanların büyük çoğunluğu Müslüman oldu. Başkalarına kalbimizle kendimize aklımızla hükmetmeliyiz. Merhamet bizi geleceğe taşır. Geçmişinde büyük olan millet geleceğinde de büyük olur.” diye konuştu
Hayati İnanç adaletin, doğru yönetimin ve makamın ne derece zor olduğunu ise Halife Harun Reşid ile Behlül Dana arasında geçen kıssayla anlattı: “Bir gün Behlül Dana, Harun Reşid’in tahtında uyuyakaldı. Saray görevlileri bu durumu görünce Behlül’ü tahttan indirerek hırpaladılar. Behlül ‘Harun’ diye sayıklayarak ağlamaya başladı. Harun Reşid gelince ‘Ağlıyorsun tamam da ben ne yaptım sana, neden adımı sayıklayarak ağlıyorsun?’ diye sordu. Behlül, ‘bu tahtta 5 dakika uyudum beni dövdüler, kim bilir sana ne yaparlar, ona ağlıyorum’ diye cevap verdi.” dedi.
Ölürken gülmek için 5 kitap…
Sohbetin sonunda manevi dünyayı tamamlamak için gençlere kitap tavsiyelerinde bulunan Hayati İnanç, sözlerini şöyle tamamladı: “İnsanın ölürken gülmesi için size beş kitap tavsiye ediyorum. Mızraklı İlmihal-Miftahul Cennet, Şevahid-ün Nübüvve, Fener Patriği V. Gregorius’un Rus Çarı Alexander’a Mektubu, Yusuf Aleyhisselam ile Kıyamet ve Ahiret kitapları.”
Programın sonunda Başakşehir Belediye Başkanı Yasin Kartoğlu, Hayati İnanç’a bir plaket takdim etti. Edebiyatçı-yazar Hayati İnanç, ilk konuğu olduğu Başakşehir Belediyesi Kıraathane Sohbetleri’nde de büyük ilgi görmüştü.