Ataşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü, ailelere yönelik “tween” tehlikesine farkındalık oluşturacak “Ne çocuk ne ergen” isimli panel düzenlendi.
Panel Fenerbahçe Üniversitesi Yeni Medya Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ebru Güzel’in moderatörlüğünde; Doç. Dr. Yavuz Dizdar, Psikolog Şebnem Tezcanlı, İş Kadını Fatma Aydoğdu ve Ayşe Tolga’ın katılımıyla gerçekleşti.
Panelde tween kavramının ne olduğu, ailelerin ve toplumun tween sorununa yaklaşımı ve çözümü ile anne ve babaların çocuklarına nasıl davranması gerektiğine dair görüşler ve bilgiler aktarıldı.
Ataşehir Belediyesi Cemal Süreya Etkinlik Merkezi’nde gerçekleşen panel; tween kavramını Türkiye’de ilk kez bir kitap çalışmasına konu alan Doç. Dr. Ebru Güzel'in konuşmasıyla başladı.
Kız çocuklarının mahremini kamusal alana açmamak adına farkındalık oluşturmak amacıyla hazırlanan panelde; Doç. Dr. Yavuz Dizdar, Psikolog Şebnem Tezcanlı, Fatma Aydoğdu ve Ayşe Tolga konuyu kendi uzmanlık alanlarına göre değerlendirerek, tween ve sosyal medya konusuna dikkat çektiler.
Doç. Dr. Ebru Güzel, “Tween kavramı dünya genelinde 8-13 yaş arasındaki çocuklar için kullanılıyor. Türkçede tam olarak kavramsal olarak bir karşılığı bulunmamasından dolayı “tween” sözcüğü kullanılmıştır. Özellikle son dönemlerde sosyal medyanın yaygınlaşması ve çocukların fotoğraf ile video paylaşım uygulamalarını kullanmasıyla ortaya bu sorun çıkıyor” dedi.
Sosyal Medya uygulaması olan instagram’da tween etiketi yazıldığında yetişkinleştirilmiş, cinselleştirilmiş ve şöhretleştirilmiş yüz binlerce kız çocuğunun paylaşımlarına rastlandığını söyleyen Doç. Dr. Ebru Güzel, “Bijuteriden bikiniye, dudak parlatıcısından gece uyuma gözlüğüne kadar her bir ürün, cinsiyetçi bir ‘kız çocuğu kültürü’ne özgü simgelerle bezelidir. Şöhret şekerine bulanık paylaşımlarla tween, ‘ne çocuk ne ergen’ arada sıkışmış; ‘eşikteki çocuk’tur” ifadelerini kullandı.
Panelde söz alan Doç. Dr. Yavuz Dizdar, “Çocuklarda büyüme aşaması yarışmalı bir aşama. Bu alan çocuklara daha cüretkâr olmayı gerektiriyor. Çocuklar pasif ve silik olmamak adına bu mecraları çok sık bir şekilde kullanıyorlar. Çocuklarımıza öncellikle disiplinli ve kültürlü olmalarını aşılamalıyız” dedi.
Psikolog Şebnem Tezcanlı ise şunları söyledi: “Kendilerinden daha ileri yaştaki yetişkin modellere özenen kız çocukları için psikolojik yönden eşik basmağı son derece önemlidir. Çocuklar bu yaşlarda bilinçsizler. O yüzden ailelere daha fazla iş düşüyor. Çocuklarımızın gelişim süreçlerinde onları yakından takip etmeli, öz güvenlerinin ne aşamada olduğunu anlamalıyız. Manevi olarak desteğimizi her zaman hissetmeleri son derece önemlidir. Çocuklarımız kişisel ve kariyerlerine uygun olarak gelişmelidir”
"Çocuklarımıza iyi rol modelleri olmalıyız"
9 yaşında bir kız çocuğu annesi olarak tween psikolojisinin ne anlama geldiğini ifade eden Ayşe Tolga, kendi yaşantısı ve deneyimleri üzerinden ailelerin çocuklarına nasıl davranması gerektiğine dair görüşlerini ve önerilerini sıraladı. Ayşe Tolga, “Bizler 80 kuşağının çocuklarıyız ve eksiklerle büyüdük. O yüzden sahip olmadığımız her şeyin çocuklarımızda olmasını istiyoruz. Bu psikolojiden çıkarak farkındalıkları gelişmiş anne ve babalar olarak çocuklarımızı yetiştirmemiz gerekiyor. Kültürün önemli olduğunu düşünüyorum. Ailenin sahip olduğu alışkanlıklar ve yaşama bakış açışı çocuğu şekillendiriyor. Bende zorlanıyorum ama her şeyden önce bir insan yetiştirdiğimizi asla unutmamalıyız. Çocuklarımıza iyi rol modelleri olmalıyız” dedi.
Fatma Aydoğdu ise ailelerin ve toplumun tween sorununa önemle odaklanması gerektiğinin altını çizdi. Aydoğdu, “Aileler tehlikenin farkındalar mı, bu konu ciddi anlamda ele alınmalı, aileler ve toplum olarak bu konuya kafa yormalıyız. Ne ekersek onu biçeriz. Eğitim, üzerinde hasiyetle durulması gereken bir konudur. Hızla değişen çağa ayak uydurarak çocuklarımızı o yönde donamlı ve kültürlü bireyler olarak yetiştirmeliyiz” dedi.
Panelin son bölümünde Fenerbahçe Üniversitesi Yeni Medya Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ebru Güzel şunları söyledi:
“Kız çocuklarının baskın bir anneden çok, kılavuza gereksinim duydukları bir yaşta, belki de tweenler için yapılması gereken en önemli şey onları özellikle ‘pembe bir kimlik’ten korumak. Kız-kadın kimliğinin inşası, nasıl algılandığı, ‘kız kültürü’ ya da toplumsal cinsiyet baskısının ilk bilinçli farkındalığı tween evresinde cereyan ediyor. Evet, bir boşluk var, tween modeller var. Kadın sorunları devam ettikçe bu sorunun bir parçası olarak devam edecek diye düşünüyorum. Teknolojiyi doğru kullanmamız adına doğru rol modelleri çıkartmak zorundayız. Üreten, toprakla, doğayla, ekolojiyle iç içe büyüyen çocuklar yetiştirmeliyiz. Çocuklarımıza tween demeyeli, onlara çocuk demeye devam edelim. Tween tehlikesi çocuk çatısının kırıldığı bir anlamına geliyor. O yüzden Masumiyetin yitirilişi ve çocukluğun yok oluşunun önüne geçmeliyiz. Masumiyetin devam ettiği, çocukluğun doyasıya parklarda yaşadığı bir dünya diliyoruz.”