İstanbul Yatırım Ajansı’nın (İYA) lansman toplantısının ardından katılımcılar, düzenlenen çalıştayda İstanbul’un vizyonu üzerine fikirlerini sundular. Kentin paydaşları, hazırlanan 17 sektörel masada, İstanbul’un marka değerini artırmaya yönelik tecrübe ve önerilerini paylaştı.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun seçim vaatleri arasında bulunan İstanbul Yatırım Ajansı’nın lansmanı Haliç Kongre Merkezi’nde dün yapıldı. Lansman’ın ardından İYA’nın vizyonuna katılımcıların katkı sağlayacağı, “Paydaş İstişare Çalıştayı” düzenlendi.
Çalıştayda, ulusal ve uluslararası sektör temsilcileri, STK ve diğer paydaşların da aralarında bulunduğu 180 sektör lideri, kenti yatırımcılar için cazip kılacak görüş ve önerileri paylaştılar.
Finans, bankacılık, turizm; konsolosluk, uluslararası yatırımcılar; denetim, kredi derecelendirme; tanıtım, lojistik; teknoloji, üniversite ve STK temalarından oluşturulan 17 masada yatırımcılar görüş alışverişinde bulundu. Katılımcılar, “İYA’nın kritik iş ortakları hangi kurumlar olabilir”, “İYA, katma değerini nasıl artırabilir”, “İYA’nın çalışma kapsamı ve İBB’nin projelerine yönelik katkıları neler olabilir” gibi sorulara ilişkin cevaplar arayarak İstanbul’un yatırım ekosistemini tartıştı.
“YATIRIM ODAĞIMIZI BELİRLEMELİYİZ”
Çalıştayın açılış konuşmasını yapan İstanbul Yatırım Ajansı CEO’su Nihat Narin, İYA’nın, katılımcı, paylaşımcı ve şeffaf değerler üzerine kurulduğunu belirterek, “İstanbul için belirlediğimiz bu değerleri katılımcılarımız ve paydaşlarımızla oluşturacağımız şeffaf bir platformda hayata geçirmeyi hedefliyoruz” dedi.
Çalıştayın moderatörlüğünü üstlenen Dr. Yılmaz Argüden, yaptığı sunumda sektör ve yatırımcı odaklanmasının önemini vurgulayarak şunları söyledi:
“Yatırım ajansları, ülkelerin olduğu kadar şehirlerin de kalkınması için oluşturuluyor. Dünyada büyük şehirlerin odaklandıkları yatırım alanları bulunuyor. İstanbul olarak diğer şehirlere kıyasla nasıl fark yaratabiliriz sorusuna cevap arayıp, yatırım odağımızı belirlemeliyiz.”
Başkan İmamoğlu’nun, “Yatırım sadece para değildir” sözlerine değinen Dr. Argüden, entelektüel sermaye yatırımına da önem verilmesi gerektiğini söyledi. Argüden, 2. Dünya Savaşı döneminde Nazi rejiminden kaçıp Türkiye’ye gelen Alman bilim insanları olduğunu hatırlatıp, bunun ülkenin entelektüel sermaye gelişimine katkı sağlamış olduğunun altını çizdi.
Akşam saatlerine kadar devam eden çalıştaydan çıkan fikir ve öneriler, raporlandıktan sonra